Skip links

‘Kadın Ağızları’ Türkü Söylüyor

‘Kadın Ağızları’ Türkü Söylüyor
Muammer Ketencoğlu, Kadın Sesleri Topluluğu ile 21 mayısta İstanbul’da Cemal Reşit Rey Salonu’nda bir konser verecek. 17 kişilik koro, Anadolu’nun çeşitli yörelerinden derlenmiş kadın ağzı türkülerini seslendirecek.

Balkanlarda yaşanan son savaşlar insanları yerlerinden, yurtlarından, işlerinden ve hayatlarından ederken savaş Türkiye’ye ulaşmasa da savaştan kaçanlar yavaş yavaş kendilerini fark ettirmeye başlamıştı sokaklarda. Bedenlerinin bir parçası gibi yanlarında taşıdıkları akordeonlarından başka bir şeyi olmayan bu insanlar, özellikle büyük kentlerin sokaklarında akordeon çalarak dolaşmaya başladılar önce. Onların acılarıydı belki bu sokakları dolaşan müzik, ama bizim için sadece bir sokak müzisyeninin yarattığı ve uzaklardan gelen melodilerden öteye gidemese de yavaş yavaş alışmaya başladık bu seslere… Balkan müziklerinin tadına Türkiye’ye son dönem iyice varsa da o müziği bambaşka birinden öğrendik biz. Akordeonunu hiçbir zaman yanından ayırmayan ve bir müzik simyacısı gibi halkların müzikleri üzerine kafa yoran, onları icra eden, yeniden yorumlayan bir müzik insanından; Muammer Ketencoğlu’ndan…

Kalan Müzik’ten yayınlanan son albümü İzmir Hatırası’nın ardından kendi projesi olan Kadın Sesleri Topluluğu ile 21 mayısta Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda olacak Ketencoğlu. 17 kadın koristten oluşan Kadın Sesleri Topluluğu, Anadolu’nun dört bir yanından derledikleri kadın ağzı türkülerini kendilerine özgü tarzlarıyla seslendirecekler. Anadolu’dan Kadın Ağzı Türküler alt başlığı taşıyan bu konser dizisinde müzikseverleri çok özel bir repertuar bekliyor. Anadolu’nun hemen hemen tüm yörelerinden kadın türküleri yer alıyor repertuarda. Nevşehir’den Pancar Pezik Değil mi, Diyarbakır’dan Aşk Bağrımda Yar Açtı, Sinop’tan Ayancık Eymeleri, Arguvan’dan Gelin Oldum Karabel’in Eline, Kırklareli’nden Vurun Gelin Kınasın, (bir Pomak köyünden derlenen bu türkü ilk kez seslendirilecek), Reşadiye’den Öğretmene Varamadım konserde seslendirilecek türkülerden ilk akla gelenler.

2005 yılında kurulan Kadın Sesleri Topluluğu birçok konserin ardından başta Muammer Ketencoğlu albümlerinde olmak üzere çeşitli çalışmalar içinde de yer aldılar…

“Yıllardır düşlediğim bir projeydi bu. Halk müziğimizde kadınların ruh dünyasından çıkmış, onların kendilerine özgü içten yaklaşımlarını içeren kadın ağzı türkülerini biraraya getirip bunları yine kadınlara icra ettirmek düşüncesi hep içimi ısıtmıştı. Topluluğun koristleri farklı mesleklerden amatör şarkıcılar. Her biri inanarak ve keyifle tüm hazırlık süreçlerine katılıyor ve ortaya çok güzel bir şey çıkardığımıza inanıyorum.”
Topluluk yavaş yavaş oluştuktan sonra bir repertuar belirlemek gerekiyor elbette ve bu iş de başta müzik simyacısı diye tanımladığımız Ketencoğluna düşüyor; TRT’nin yolunu tutuyor o da…

“TRT repertuarında yer alan kadın ağzı türküleri belirlemek çok zor değildi, ama bununla yetinemezdik. Kişisel arşivlere ulaştım, yöresel kayıtları elden geçirme olanağı buldum. Az da olsa kendim derleme yaptım. Bunların arasından çalgım olan akordeona yakışan örnekleri ortaya çıkardım. Böylelikle topluluğumuzun repertuarını belirledim. Bu projeyi yaşama geçirirken amacım kadınların ve erkeklerin müzik geleneklerini birbirinden ayırmak değil gereken pozitif ayrımcılığı gerçekleştirerek göz ardı edilmiş bir müzik kültürünün ortaya çıkmasına katkıda bulunmaktı. Kadının içinden çıkmış, onun ağzından söylenmiş türküleri kadın seslerinden dinletmek daha anlamlı geldi bana.”

Kadın sesleri korosu elbette ki onun hayatında bir bölüm ya da bir an… Muammer Ketencoğlu tüm dünya müziklerine hâkim. Tüm bu sesler ve melodiler arasında dolaşırken, Ketencoğlu’nun nereye ait olduğunu merak ediyor insan. Hangi müzik etkiliyor onu, hangi müzik daha bir yakın geliyor kulağına ya da Ketencoğlu melodilerden kurulan bu coğrafyada nerenin yerlisi…

“Ben de bu sorunun peşi sıra koştum yıllarca. Yüreğim hâlâ tüm dünya halk müziği geleneklerine açık. Ancak yapabileceklerim sınırlı. Dünyanın tüm halk müziği birikimini icra edebilmek ve kavrayabilmek mümkün değil. O nedenle yıllar içinde en çok ilgilendiğim, dolayısıyla icra ederken en mutlu olduğum müzik, Balkanlar’dan Orta Asya’ya uzanan geniş coğrafyanın müziği oldu. Bu yüzden Muammer Ketencoğlu ve Zeybek Topluluğu olarak Batı Anadolu’nun Türk ve Rum müzikal kültürlerini sahneye taşıyoruz. Balkan Yolculuğu ile de ayırt etmeksizin bütün Balkan halklarının şarkı ve dans havalarını seslendiriyoruz. On üç yıldır Açık Radyo’da her çarşamba 13:00-14:00 arası canlı olarak yayınladığım Tuna’nın Beri Yanı adlı programımla, hazırlayıp yayınladığım antolojilerle, çeşitli etnik kökenlerden gelen müzisyenlerle gerçekleştirdiğim ortak çalışmalarla, değindiğim o coğrafyanın geleneksel müziğine ışık tutmaya gayret ediyorum.”

( Taraf/FERHAT ULUDERE ) – 19.05.2008